Siirt’te yaşayan aşiretler arasında nüfus açısından en kalabalık olanı, göçebe geleneklerini hâlâ sürdüren Dudêran Aşireti olarak gösteriliyor. Doğu Anadolu’daki geleneksel göç rotalarında önemli bir yere sahip olan bu aşiret, Hakkâri’nin yüksek yaylalarından Mardin, Siirt ve Batman’a kadar uzanan Şırnak rotasında her yıl göç etmeye devam ediyor. Aileler, nisan ve eylül ayları arasında 41 gün süren yürüyüşle bu rotayı kat ediyor.
Her bir Dudêranlı ailenin yemek, uyku, peynir üretimi ve ihtiyaçlara göre kadınlara veya hasta hayvanlara ayrılan çadırlardan oluşan kamp düzeni bulunuyor. Bu yapısıyla kamp boyunca bir ailenin 2 ila 5 arasında çadırı olabiliyor.
Aşiretin tarihçesi ise yazılı belgeler yerine sözlü anlatımlara dayanıyor. Dudêran Aşireti lideri Mirza Tetik’in verdiği bilgilere göre aşiretin kökeni Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesine dayanıyor ve yaklaşık 200-300 yıllık bir geçmişe sahip. Zamanla Silvan, ardından Bitlis’e göç eden aşiret, yaşadığı baskılar nedeniyle göçebe bir hayat tarzını benimsemiş. Sonrasında Botan bölgesine yerleşerek koçer (göçer) bir yapıya dönüşmüşler.
Bölgedeki etkisini zamanla artıran Dudêranlar, Çoxsor Konfederasyonu’nun önemli aşiretlerinden biri haline geldi. Konfederasyonun liderliğini uzun yıllar yürüten Miran Aşireti, Türkiye-Suriye sınırı çizildikten sonra Suriye tarafında kalınca, Dudêranlar bu boşluğu doldurarak daha da etkin bir konum kazandı.
Bugün, Dudêran Aşireti'nin önemli bir kısmı Siirt merkez ve çevresine yerleşmiş durumda. Buna rağmen bazı aileler hâlâ göçebe yaşam tarzını sürdürüyor. Hem tarihsel yolculuğu hem de bugünkü konumu itibariyle Dudêran Aşireti, Siirt’in sosyal yapısında belirleyici bir rol oynamaya devam ediyor.