
Siirt Ulu Cami’nin inşa tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, mevcut bilgilere göre Büyük Selçuklu emirlerinden Muguziddin Mahmud tarafından 1129 yılında yaptırıldığı kaydediliyor. Yapı, zaman içerisinde çeşitli onarımlar görmüş olup, özellikle 1260 yılında Cizre kadısı ve Selçuklu Atabeylerinden El-Mücahit İshak tarafından restore edilmiştir. Bu süreçte caminin bazı bölümlerinin genişletildiği ve eklemeler yapıldığı ifade ediliyor.
Ulu Cami’nin mimari yapısı incelendiğinde, farklı dönemlerde yapılan onarımlar ve eklemeler nedeniyle homojen bir bütünlük sergilemediği göze çarpıyor. Caminin minaresi kare bir kaide üzerinde silindirik bir gövdeye sahiptir. Yapımında tuğla malzeme kullanılan minarenin yüzeyi, cas adı verilen alçı süslemeler ile bezeli olup, sırlı tuğladan oluşturulan geometrik motiflerle dikkat çekmektedir. Bu süsleme tekniğinin özellikle İran ve Türkistan bölgelerinde yaygın olduğu biliniyor. Ayrıca, caminin minaresi, inşa tekniği açısından Musul Ulu Cami’sinin minaresine benzerlik göstermektedir.

Caminin doğu cephesinde Osmanlı dönemine ait olduğu düşünülen medrese odalarının bulunduğu, bu yapıların camiye sonradan eklendiği aktarılıyor. Caminin iç bölümü, farklı mimari üslupların bir araya gelmesiyle oluşan bir düzene sahip. Harim kısmı, kuzey ve güney olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır. Kuzey kısmında, girişin hemen ardından beşik tonoz örtülü bir bölüm ve her iki yanında iki sahın bulunmaktadır. Güney bölümünde ise üç kubbeli bir yapı görülmektedir. Bu kubbelerden ortada bulunanın diğerlerine göre daha büyük ve yüksek olduğu belirtiliyor. Her bir kubbeli bölümün kıble yönünde birer mihrabın bulunduğu, bu yapıların kemerli geçişlerle birbirine bağlandığı ifade ediliyor. Yapılan araştırmalar, caminin ilk inşa edilen bölümünün bu üç kubbeli alan olduğu ve zamanla diğer bölümlerin eklenmiş olabileceği yönünde bulgular ortaya koymaktadır.
Siirt Ulu Cami’ye ait özgün ahşap minberin, 1933 yılında camiden alınarak Ankara Etnografya Müzesi’ne götürüldüğü ve günümüzde burada sergilendiği belirtiliyor. Çivi kullanılmadan, tamamen geçmeli ahşap işçiliği ile üretilmiş olması minberi tarihi açıdan önemli kılan unsurlar arasında yer alıyor. Geleneksel ahşap oyma sanatının en güzel örneklerinden biri olarak değerlendirilen minberin, Siirt’in kültürel mirası açısından büyük bir değer taşıdığı ifade ediliyor.