Tahir Eren yazdı… Bağımlılığa karşı mücadele ve gençlik

Gençler bizim geleceğimizdir. Gençlere verilen değer ve önem arttıkça toplum da güçlenir ve gelişir. Bu nedenle geleceğimizin teminatı olan gençlere sahip çıkmalı, onların sağlıklı bireyler olarak yetişmesi için hep birlikte çaba göstermeliyiz.

Tahir Eren yazdı… Bağımlılığa karşı mücadele ve gençlik

İnternetin ve teknolojinin hızlı gelişimi, medya içerikleri ve dizilerdeki özendirici unsurlar gençlerimizi kendi değerlerinden uzaklaştırabilmektedir. Geleneklere yabancılaşma, ahlaki kurallardan kopma ve psikolojik bunalımlara sürüklenme gibi sorunlar gün geçtikçe artmaktadır. Bu nedenle gençlere manevi değerleri doğru şekilde aktarmak, onlarla daha yakından ilgilenmek ve onları bilinçli bir şekilde eğitmek büyük önem taşımaktadır.

Bugünün gençlerinin bir kısmı madde bağımlılığı ve psikolojik sorunların pençesine düşebilmektedir. Kötü alışkanlıkların esiri olan bireyler hem kendilerine hem ailelerine hem de topluma zarar verebilmektedir. Geçtiğimiz haftalarda bir bağımlının ailesine yönelik gerçekleştirdiği saldırı da ilçede büyük üzüntü yaratmıştır.

Bağımlılık, kişinin kullandığı madde veya gerçekleştirdiği davranış üzerindeki kontrolünü kaybetmesiyle ortaya çıkan bir durumdur. Kullanım sıklığı azaldığında veya kesildiğinde huzursuzluk, uykusuzluk ve öfke gibi yoksunluk belirtileri görülür. Bazı bağımlılıklar yalnızca kişiye zarar verirken, bazıları psikolojik sorunların da etkisiyle çevredeki insanların canını acıtacak boyuta ulaşabilmektedir. Madde, alkol, sigara, kumar ve teknoloji gibi bağımlılık türleri toplumda giderek yaygınlaşmaktadır.

Madde bağımlılığının yol açtığı şiddet ve kontrolsüz davranışlar ailelere ve topluma büyük zarar vermektedir. Eğer madde bağımlılığı park ve sokaklara kadar inmişse, hiçbir birey kendini tam anlamıyla güvende hissedemez.

Bağımlılıkla mücadelede yalnızca güvenlik önlemlerinin yeterli olduğunu düşünmek yanlıştır. Gençler maddeye kolaylıkla ulaşabiliyorsa, güvenlik tedbirlerinin yeterli olduğundan söz edilemez. Bu mücadele sadece kolluk kuvvetleriyle değil; toplumun tüm kesimleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, ailelerle, eğitim kurumlarıyla ve şehrin yöneticileriyle birlikte yürütülmelidir.

Bağımlılığı, kontrol mekanizmasının kaybedildiği bir hastalık olarak kabul etmek gerekir. Bu nedenle bağımlı bireylerin tedaviye yönlendirilmesi ve ailelerin bu süreçte bilinçlendirilmesi büyük önem taşır. İlçede Yeşilay şubesinin kurulması da artık elzem bir ihtiyaçtır.

Araştırmalar bağımlılığın psikolojik, fizyolojik ve sosyal boyutları olan bir beyin hastalığı olduğunu ortaya koymaktadır. Bu kapsamda üniversite hastanelerinin Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları bölümleri, Yeşilay Danışmanlık Merkezi (YEDAM) ve hastaneler bünyesindeki AMATEM’ler bağımlılıkla mücadelede önemli rol oynamaktadır.

Yeşilay’a göre bağımlılığın tedavisi üç ayaklı bir masaya benzetilmektedir: tıbbi destek, psikolojik destek ve sosyal destek. Bu ayaklardan birinin eksik olması tedavi sürecini zorlaştırır. Tedavinin temel amacı kişinin maddeyi bırakması ve yeniden başlamasını önlemeye yönelik çalışmaların sürdürülmesidir. Bırakma döneminde bireyler özellikle ilk 0–1 ay arasında yoğun yoksunluk belirtileri yaşayabilmektedir.

YEDAM’ın telefon danışma hattını en çok bağımlı yakınlarının aradığı bilinmektedir. Bu merkezlerde bağımlılık riski taşıyanlara, bağımlılara ve yakınlarına uzman psikologlar tarafından ücretsiz destek sunulmaktadır. AMATEM’lerde ise bağımlılar psikiyatri uzmanlarının gözetiminde yatırılarak tedavi edilmektedir.

Bağımlılıkla mücadele; devlet kurumlarının, sivil toplum örgütlerinin, ailelerin ve toplumun ortak mücadelesiyle etkin bir şekilde yürütülebilir. Toplumun bilinçlendirilmesi, psikolojik destek mekanizmalarının güçlendirilmesi ve gençlere sağlıklı yaşam alışkanlıklarının kazandırılması bu sürecin en önemli unsurlarıdır.