USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

Tahir Eren Yazdı... Garzan’da Ezidi Kızı Hejar’ın Hazin Hikayesi

Tahir Eren Yazdı... Garzan’da Ezidi Kızı Hejar’ın Hazin Hikayesi

Kavaklı Köyü, Mava Dağları’nın yamaçlarında, Garzan Çayı vadisinde kurulmuş 103 haneli eski bir Ezidi köyüdür. Bölgedeki en eski 8-10 köyden biri sayılır. Rivayete göre bu köyler, Kürt Xalidi devletinden kalan halkların uzantılarıdır. Yüzyıllardır inançlarına ve geleneklerine bağlı yaşayan Ezidi Kürt köyleri, zamanla baskılar, saldırılar ve göçlerle küçülmüş; Irak, Gürcistan ve Avrupa’ya dağılmışlardır. Günümüzde ise yalnızca birkaç kö

Anlatacağımız hikaye, belki de bir Ezidi köyünün sonunu getiren bir aşkın öyküsüdür: Ezidi kızı Hejar ile Mahmut öğretmenin hikayesi.

Cumhuriyet’in kurulmasından sonra köylerde okullar açılmış, farklı dil ve dine sahip öğretmenler Ezidi köylerine atanmıştır. Halk bu durumu gönülsüzce kabullenmiş, korkudan sesini çıkaramamıştır. Batıdan gelen Türk öğretmenlerin yanında yerel Kürt öğretmenler de görev yapıyordu. Köy halkı bu öğretmenlerle fazla sorun yaşamadan hayatına devam ediyordu. Ta ki Diyarbakırlı Mahmut öğretmenin atanmasına kadar…

Köylüler Mahmut öğretmeni kendilerinden biri gibi görmüş, evlerine misafir etmiş, sevmeye başlamışlardı. Ancak öğretmenin gözleri bir gün köyün genç kızı Hejar’a takıldı. Hejar da zamanla bu duygunun esiri oldu. Fakat Ezidi inancındaki katı kurallar, kast sistemi ve kendi nişanı, bu aşkın imkansızlığını ortaya koyuyordu.

Hejar’ın amcasının oğlu ile nişanlı olması durumu daha da zorlaştırıyordu. Mahmut öğretmen ise Ezidilikteki kast sistemini araştırıyor, okudukça işlerin daha da çıkmaza girdiğini anlıyordu. Ama aşkın gücü, ikisini de gözü kara bir karara sürükledi. Bir gece yarısı bohçasını hazırlayan Hejar, öğretmenle birlikte köyden kaçtı.

Haber kısa sürede Kurtalan’da yayıldı. Ezidi bir kızın Müslüman bir öğretmenle kaçtığı söylentisi, halkı ayağa kaldırdı. Esnaf kepenk kapattı, köylüler tırpan, orak ve sopalarla hükümet konağı önünde toplandı. Kalabalık giderek büyüyor, sloganlarla öfke artıyordu.

O günlerde bölgede nüfuzu güçlü olan, MSP’den milletvekili adayı olmuş Şeyh Celal de devreye girdi. Amacı, bu olayı kendi lehine çevirip halk desteğini artırmaktı. Ancak yasalara göre Hejar’ın yaşı küçüktü ve bu evliliğe izin verilemezdi. Buna rağmen Şeyh Celal, mahkemeye baskı yapıyor, kalabalığı kışkırtıyordu.

Köy muhtarı ve Hejar’ın amcası Nasır ise çareyi Siirt CHP İl Başkanı, avukat Mehmet Can’a başvurmakta buldu. Mehmet Can, hükümet konağına gelerek sert bir dille kanunların hiçe sayılamayacağını söyledi. Hakim baskılar karşısında zor durumda kaldı, hatta canını zor kurtardı. Ancak çözüm bulamayan hakim görevden çekildi. Kız geçici olarak Şeyh Celal’e teslim edildi.

CHP İl Başkanı konuyu Ankara’ya bildirdi. Gelen emir üzerine vali, garnizon komutanına Hejar’ın ailesine teslim edilmesini istedi. Kız ailesine verildi, ancak bu olay bölgeyi daha da karıştırdı. Köylüler tekrar sokağa indi, esnaf kepenk kapattı. Bunun üzerine bu kez vali sert davrandı. Şeyh Celal ve adamları cezaevine gönderildi, öğretmen de yaşı küçük bir kızı alıkoymaktan tutuklandı.

Ancak mesele bitmedi. Şeyh Celal’in cezaevine girmesinden sonra devreye onun akrabası ve tarikat şeyhi olan Şeyh Hamdullah girdi. Köyde muhtar Nasır’a baskı yapıldı. Kavaklı köyünün tarlaları yakıldı, taciz atışları başladı. Köylüler arasında huzursuzluk büyüdü. Bir kısmı köyü terk ederken, muhtar da çaresiz kalarak kızı şeyhe teslim etmek zorunda kaldı.

Kısa süre sonra Milliyet gazetesi muhabiri köye gelerek Hejar’ın fotoğrafını çekti ve röportaj yaptı. Olay tüm ülke gündemine taşındı. Ardından Şeyh Celal ve öğretmen serbest bırakıldı. Hejar’ın yaşı dolunca görkemli bir düğün yapıldı.

Ancak bu hikaye köyün huzurunu yok etmişti. Muhtar Nasır, kardeşi Şino ve aileleri bir süre direndiler. Hejar’ın geri dönmesini umut etseler de bu olmadı. Sonunda onlar da Almanya’ya göç etti. Böylece bir köy daha yavaş yavaş boşaldı, tarihe karıştı.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ