Tahir Eren
Köşe Yazarı
Tahir Eren
 

“ KARDAN ADAMIN ÖLDÜĞÜ GÜN”

Hayatımda en çok Kış ayını severdim. Yazın sıcak günlerinde dahi hep onu özlerdim. Lapa Lapa kar yağsın aç kalmaya razıyım der kafamda bembeyaz karlar içinde fantaziler kurardım yıllardır. Bu yılda nihayet yaz bitmişti, derken sonbahar ve de beklediğim mevsim Kış gelmişti işte. Her sabah aynı heyecanla uyanır olmuştum. Kar yağdı mı acaba diye küçük bir çocuğun sevinci ve heyecanıyla açardım perdeyi her sabah, alaca karanlıkta. Sürekli hava olaylarını takip eder olmuştum. İlk fırsatta kar altında sıcak kahvemi yudumlamak istiyorum artık.  Nihayet beklediğim haber gelmişti, kar yağacak ve fırtınalı günler kapıdaydı ve zemheri soğuğu beni hiç korkutmuyordu bile. Bayram sabahı gibi erkenden kalktım o sabah. Heyecanla ve kendimden emin açtım yatak odamın perdesini. Evet lapa lapa kar yağıyordu ve çatılar bile beyazlamıştı. Hemen hızlıca hazırlanmaya başladım ve yatak odamdaki televizyonu da açıp haberleri izlemek istedim. Bakalım yollar nasıl diye. İçimde tarifsiz bir his vardı mutluluk mu burukluk mu anlayamıyordum. Beklediğim an gelmişti oysa. Çok geçmeden anladım nedenini. Böyle bir durum karşısında nasıl kaskatı olur hisler nasıl anlamsızlaşır her mevsim. Sabaha karşı deprem yaşanmıştı ülkemde. Ama savaştan beterdi görüntüler. Nasıl canım yanıyordu nasıl suçlu hissediyordum kendimi anlatamam. Acı çığlıklar duyuyordum benliğimin derinliklerinde. Gördüğüm manzara karşısında tüm hislerim ölmüştü sanki. Göçük altında kalan onca can. Yok olan, yerle bir olan sayısız bina. Sözün bittiği yer ve çaresizliğin tanımı bu olsa gerek. Çıktım evden mecburen. İlk defa yağan lapa lapa kar taneleri kor gibi düştü yüreğime. Her kar tanesi kıvılcım misali yaktı sanki bedenimi.  Böyle düşünmemiştim ki ben yağan karın getireceği anları.  Bu soğukta nice canlar donarak ölüyordu göçük altında. Nice annelerin ciğeri yanıyordu karlı gecenin karanlığında. Deselerdi bana gökten kar taneleri gibi kor yağacak ve kasıp kavuracak insanlığı diye, bu denli bir acıyı tahmin bile edemezdim. Camdan bakmak bile istemiyorum hatta nefes almak bile. Her kar tanesi köz gibi düşüyor kalbime sanki. Nasıl da suçlu hissediyorum kendimi anlatamam. İnsanlık sınavı bu olsa diyeceğim ama kurtuluş savaşında dahi böyle acı görülmedi kanımca. Çaresizlik ve orada olamama duygusu daha da canımı yakıyorken nasıl nefes alabirdim ki? Her mevsim beraberinde neleri getirir bilinmez. Kar kimine göre huzur demek iken kimilerine facia getiriyormuş meğer. İŞTE BUGÜN ÇOCUKLUĞUMUN KAHRAMANI OLAN “KARDAN ADAMIN” ÖLDÜĞÜ GÜNDÜR…                                           @tutsak_kitabim @nbhtyldz34
Ekleme Tarihi: 13 Nisan 2023 - Perşembe
Tahir Eren

“ KARDAN ADAMIN ÖLDÜĞÜ GÜN”

Hayatımda en çok Kış ayını severdim. Yazın sıcak günlerinde dahi hep onu özlerdim. Lapa Lapa kar yağsın aç kalmaya razıyım der kafamda bembeyaz karlar içinde fantaziler kurardım yıllardır.

Bu yılda nihayet yaz bitmişti, derken sonbahar ve de beklediğim mevsim Kış gelmişti işte. Her sabah aynı heyecanla uyanır olmuştum. Kar yağdı mı acaba diye küçük bir çocuğun sevinci ve heyecanıyla açardım perdeyi her sabah, alaca karanlıkta. Sürekli hava olaylarını takip eder olmuştum. İlk fırsatta kar altında sıcak kahvemi yudumlamak istiyorum artık.  Nihayet beklediğim haber gelmişti, kar yağacak ve fırtınalı günler kapıdaydı ve zemheri soğuğu beni hiç korkutmuyordu bile.

Bayram sabahı gibi erkenden kalktım o sabah. Heyecanla ve kendimden emin açtım yatak odamın perdesini. Evet lapa lapa kar yağıyordu ve çatılar bile beyazlamıştı. Hemen hızlıca hazırlanmaya başladım ve yatak odamdaki televizyonu da açıp haberleri izlemek istedim. Bakalım yollar nasıl diye.

İçimde tarifsiz bir his vardı mutluluk mu burukluk mu anlayamıyordum. Beklediğim an gelmişti oysa.

Çok geçmeden anladım nedenini. Böyle bir durum karşısında nasıl kaskatı olur hisler nasıl anlamsızlaşır her mevsim. Sabaha karşı deprem yaşanmıştı ülkemde. Ama savaştan beterdi görüntüler. Nasıl canım yanıyordu nasıl suçlu hissediyordum kendimi anlatamam. Acı çığlıklar duyuyordum benliğimin derinliklerinde. Gördüğüm manzara karşısında tüm hislerim ölmüştü sanki. Göçük altında kalan onca can. Yok olan, yerle bir olan sayısız bina. Sözün bittiği yer ve çaresizliğin tanımı bu olsa gerek.

Çıktım evden mecburen. İlk defa yağan lapa lapa kar taneleri kor gibi düştü yüreğime. Her kar tanesi kıvılcım misali yaktı sanki bedenimi.  Böyle düşünmemiştim ki ben yağan karın getireceği anları.  Bu soğukta nice canlar donarak ölüyordu göçük altında. Nice annelerin ciğeri yanıyordu karlı gecenin karanlığında.

Deselerdi bana gökten kar taneleri gibi kor yağacak ve kasıp kavuracak insanlığı diye, bu denli bir acıyı tahmin bile edemezdim. Camdan bakmak bile istemiyorum hatta nefes almak bile. Her kar tanesi köz gibi düşüyor kalbime sanki. Nasıl da suçlu hissediyorum kendimi anlatamam.

İnsanlık sınavı bu olsa diyeceğim ama kurtuluş savaşında dahi böyle acı görülmedi kanımca.

Çaresizlik ve orada olamama duygusu daha da canımı yakıyorken nasıl nefes alabirdim ki?

Her mevsim beraberinde neleri getirir bilinmez.

Kar kimine göre huzur demek iken kimilerine facia getiriyormuş meğer.

İŞTE BUGÜN ÇOCUKLUĞUMUN KAHRAMANI OLAN “KARDAN ADAMIN” ÖLDÜĞÜ GÜNDÜR…

                                         

@tutsak_kitabim

@nbhtyldz34

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kurtalangazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.