Halil ANGÜN
Köşe Yazarı
Halil ANGÜN
 

Deprem, İhmaller ve Vahim Tablo!

6 Şubat'ta gerçekleşen iki büyük deprem bütün ülkeyi yasa boğdu, içimiz kan ağlıyor, bütün ülke kenetlendi 7'den 70'e vatandaşlar, STK'lar, Yerel Yönetimler, Meslek Odaları yardım için seferber oldu. Arama kurtarma ekipleri canla başla çalışıyor, depremin ikinci haftasına girerken hala enkaz altlarından mucizeler çıkmaya devam ediyor. Yunanistan, İsrail ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi başta olmak üzere birçok ülkeden yardım ve arama kurtarma ekipleri ile tam destek verdiler. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın Yunanistan için "Bir gece ansızın gelebiliriz" söylemine Yunanistan dayanışmayı vurguladığı bir karikatürde "Dostlar hem gece, hem gündüz gelir" Karikatürü ile cevap verirken, aynı şekil de IKBY Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani, depremden etkilenen Gaziantep'i ziyaret etti. "Sizin acınız bizim acımızdır. Kötü günleriniz bizim kötü günlerimizdir. İhtiyaç duyduğumuz günlerde Türkiye hükümeti ve Türkiye milleti her zaman bize destek vermiştir. Acılarınızı paylaşmak için ve vefa duygularımızı iletmek için biz buradayız. Yaralılar için acil şifalar diliyoruz. Türkiye, güçlü hükümeti ve yönetimiyle bu acı günleri geride bırakacak." demeçleri ile afetlerde dostluğun önemini bir daha dile getirdiler. Depremin ikinci haftasına girerken maalesef, son verilere göre hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 40.000'i geçti. Bütün bu acıları yaşarken bugünlere nasıl geldik? Sorusu herkesin aklında. Ülkemiz deprem kuşağı ülkeler arasında ilk sırada yer aldığı bilindiği halde geçmişte yaşanılan felaketlerden neden dersler çıkaramıyoruz? Neden gerekli tedbirler alamıyoruz? 1999 Marmara depremi yeterli dersi veremedi mi? Felaket geliyorum diyerek uyarılar yapa yapa geldi. Bilim adamları sayısız kere ekranlardan tüm ince detaylarına kadar uyarılarını yaptılar.  Ama kimse kulak asmadı. Bu aşamaya kadar gelinmesinin tek sorumlusu ve birinci suçlusu Ak Parti iktidarıdır.  Neden mi? 20 yılı aşkındır iktidarda ülkeyi yönetenler onlar değil mi? İşlenen suç felaketleri önlemede yeterli tedbir almadılar. Marmara depremi sonrası dönemin hükümeti tarafından 496 yerde toplanma alanları yapılmıştı. Bu toplanma alanlarından 419'una AVM'ler yapıldı. Kentsel dönüşüm adı altında ranta yatırımlar yapıldı, yetmedi 2003 yılından bu yana deprem ile ilgili TBMM'ye kaç öneri getirildi biliyormusunuz? 58 araştırma önerilerinin tümüne iktidar ve ortağı MHP Milletvekilleri ile birlikte ret oyu verdiler. İktidar deprem araştırmaları ile ilgili yapılması düşünülen araştırmaların bir tekine bile yanaşmadı. Çünkü mevzuata uygun olmayan bina ve kamu binalarının çoğunda yandaş müteahhit ve belediyelerinin imzaları mevcut. Jeoloji mühendisler odası iki yıl önce Cumhurbaşkanlığı, AFAD ve ilgili bir çok kurumlara raporlar gönderdi. Raporun ana başlığı Kahramanmaraş'ın deprem riski idi. Raporun ilginç olan kısmı ise depremin merkez üssü olan Pazarcık'ta 7.4 üzerinde bir depremin olasılığından söz ediliyor olması idi. Jeoloji Mühendisler Odası uyarılarını yapmış, fay yasasının çıkarılmasını istemiş ama iktidar yine raporu görmemezlikten geldi. Çünkü bütün Türkiye bir ranttı ve onlar bu rantın peşindeydiler. Meclis araştırması istemedikleri gibi arka arkaya imar afları getirdiler. Ülkede ne kadar kaçak ve denetimsiz bina varsa ruhsat verdiler. Mimarlar Odası raporuna göre, 2003'te iki kez olmak üzere, 2005, 2012, 2015 ve 2018'de imar affı ve bu yönde düzenlemeler getirildi. Ak Parti hükümeti döneminde toplamda 6 kez imar affı ve düzenlemeler getirildi. 2018'de yapılan son imar affı tam 4 kez uzatılarak yerel seçimlere seçmene adeta rüşvet olarak sunuldu. Karamanmaraş 144 bin 556, Hatay 205 bin imar barışı ile Hatay ve Kahramanmaraş başta olmak üzere depremin yaşandığı 10 ilde 294 bin kaçak yapı affedildi. Seçim meydanlarında nutuklar atılarak 294 bin vatandaşın imar barışı sorununu çözdük denilerek seçim propagandası yapıldı. İmar affı nasılsa sürekli güncellenecek diyerek kaçak ve denetimsiz yapılaşmalar yapıldı. Sonuç ortada. Uzmanlar bu yapıların cinayet olduğunu defaatle söylediler. İktidar umursamadı. İktidarı eleştiren gazeteci, profesör, mimar ve mühendisleri terörist olarak lanse etmeye devam edildi. Son 2018 imar affına evet diyen milletvekillerinin en dikkat çeken isimlerden bir tanesi Ekrem İmamoğlu'na ''İngiliz Uşağı, Defol'' diyen Ak Parti eski Kahraman Maraş milletvekili Nursel Kocabaş Reyhanoğlu ve Adıyaman milletvekili Mehmet Metiner oldu. Ak Parti eski Kahraman Maraş milletvekili Nursel Kocabaş Reyhanoğlu'nun yakınlarına ait pek çok inşaat firmaları olduğu ortaya çıktı, ayrıca abisinin Kahramanmaraş İl Tapu Kadastro Müdürü olarak çalıştığı kamuoyuna yansımıştı. Ekrem İmamoğluna ''Defol, Defol İngiliz Uşağı Defol'' demesi ve ateşli bir şekilde provokatörlük nedenini böylelikle anlamış olduk. Gerginler, çünkü kendilerini iyi biliyorlar. Yaptıkları ihmallerinin farkındalar. Ama millet bunun karşılığında sandıkta dersi verecektir. Savaş hali dışında seçimler iptal edilemez. En geç 18 Haziran'da sandık önümüze gelmeli ve bu öfkemizi sandıktan çıkarmak için sabırsızlanıyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi değil ki bir yıl bir gün daha tahammülümüz kalmadı.
Ekleme Tarihi: 19 Şubat 2023 - Pazar
Halil ANGÜN

Deprem, İhmaller ve Vahim Tablo!

6 Şubat'ta gerçekleşen iki büyük deprem bütün ülkeyi yasa boğdu, içimiz kan ağlıyor, bütün ülke kenetlendi 7'den 70'e vatandaşlar, STK'lar, Yerel Yönetimler, Meslek Odaları yardım için seferber oldu.

Arama kurtarma ekipleri canla başla çalışıyor, depremin ikinci haftasına girerken hala enkaz altlarından mucizeler çıkmaya devam ediyor. Yunanistan, İsrail ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi başta olmak üzere birçok ülkeden yardım ve arama kurtarma ekipleri ile tam destek verdiler.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın Yunanistan için "Bir gece ansızın gelebiliriz" söylemine Yunanistan dayanışmayı vurguladığı bir karikatürde "Dostlar hem gece, hem gündüz gelir" Karikatürü ile cevap verirken, aynı şekil de IKBY Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani, depremden etkilenen Gaziantep'i ziyaret etti. "Sizin acınız bizim acımızdır. Kötü günleriniz bizim kötü günlerimizdir. İhtiyaç duyduğumuz günlerde Türkiye hükümeti ve Türkiye milleti her zaman bize destek vermiştir. Acılarınızı paylaşmak için ve vefa duygularımızı iletmek için biz buradayız. Yaralılar için acil şifalar diliyoruz. Türkiye, güçlü hükümeti ve yönetimiyle bu acı günleri geride bırakacak." demeçleri ile afetlerde dostluğun önemini bir daha dile getirdiler.

Depremin ikinci haftasına girerken maalesef, son verilere göre hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 40.000'i geçti. Bütün bu acıları yaşarken bugünlere nasıl geldik? Sorusu herkesin aklında.

Ülkemiz deprem kuşağı ülkeler arasında ilk sırada yer aldığı bilindiği halde geçmişte yaşanılan felaketlerden neden dersler çıkaramıyoruz? Neden gerekli tedbirler alamıyoruz?

1999 Marmara depremi yeterli dersi veremedi mi? Felaket geliyorum diyerek uyarılar yapa yapa geldi. Bilim adamları sayısız kere ekranlardan tüm ince detaylarına kadar uyarılarını yaptılar.  Ama kimse kulak asmadı.

Bu aşamaya kadar gelinmesinin tek sorumlusu ve birinci suçlusu Ak Parti iktidarıdır.  Neden mi? 20 yılı aşkındır iktidarda ülkeyi yönetenler onlar değil mi? İşlenen suç felaketleri önlemede yeterli tedbir almadılar. Marmara depremi sonrası dönemin hükümeti tarafından 496 yerde toplanma alanları yapılmıştı. Bu toplanma alanlarından 419'una AVM'ler yapıldı. Kentsel dönüşüm adı altında ranta yatırımlar yapıldı, yetmedi 2003 yılından bu yana deprem ile ilgili TBMM'ye kaç öneri getirildi biliyormusunuz? 58 araştırma önerilerinin tümüne iktidar ve ortağı MHP Milletvekilleri ile birlikte ret oyu verdiler. İktidar deprem araştırmaları ile ilgili yapılması düşünülen araştırmaların bir tekine bile yanaşmadı. Çünkü mevzuata uygun olmayan bina ve kamu binalarının çoğunda yandaş müteahhit ve belediyelerinin imzaları mevcut.

Jeoloji mühendisler odası iki yıl önce Cumhurbaşkanlığı, AFAD ve ilgili bir çok kurumlara raporlar gönderdi. Raporun ana başlığı Kahramanmaraş'ın deprem riski idi. Raporun ilginç olan kısmı ise depremin merkez üssü olan Pazarcık'ta 7.4 üzerinde bir depremin olasılığından söz ediliyor olması idi.

Jeoloji Mühendisler Odası uyarılarını yapmış, fay yasasının çıkarılmasını istemiş ama iktidar yine raporu görmemezlikten geldi. Çünkü bütün Türkiye bir ranttı ve onlar bu rantın peşindeydiler. Meclis araştırması istemedikleri gibi arka arkaya imar afları getirdiler. Ülkede ne kadar kaçak ve denetimsiz bina varsa ruhsat verdiler. Mimarlar Odası raporuna göre, 2003'te iki kez olmak üzere, 2005, 2012, 2015 ve 2018'de imar affı ve bu yönde düzenlemeler getirildi.

Ak Parti hükümeti döneminde toplamda 6 kez imar affı ve düzenlemeler getirildi. 2018'de yapılan son imar affı tam 4 kez uzatılarak yerel seçimlere seçmene adeta rüşvet olarak sunuldu.

Karamanmaraş 144 bin 556, Hatay 205 bin imar barışı ile Hatay ve Kahramanmaraş başta olmak üzere depremin yaşandığı 10 ilde 294 bin kaçak yapı affedildi. Seçim meydanlarında nutuklar atılarak 294 bin vatandaşın imar barışı sorununu çözdük denilerek seçim propagandası yapıldı.

İmar affı nasılsa sürekli güncellenecek diyerek kaçak ve denetimsiz yapılaşmalar yapıldı. Sonuç ortada. Uzmanlar bu yapıların cinayet olduğunu defaatle söylediler. İktidar umursamadı. İktidarı eleştiren gazeteci, profesör, mimar ve mühendisleri terörist olarak lanse etmeye devam edildi.

Son 2018 imar affına evet diyen milletvekillerinin en dikkat çeken isimlerden bir tanesi Ekrem İmamoğlu'na ''İngiliz Uşağı, Defol'' diyen Ak Parti eski Kahraman Maraş milletvekili Nursel Kocabaş Reyhanoğlu ve Adıyaman milletvekili Mehmet Metiner oldu.

Ak Parti eski Kahraman Maraş milletvekili Nursel Kocabaş Reyhanoğlu'nun yakınlarına ait pek çok inşaat firmaları olduğu ortaya çıktı, ayrıca abisinin Kahramanmaraş İl Tapu Kadastro Müdürü olarak çalıştığı kamuoyuna yansımıştı. Ekrem İmamoğluna ''Defol, Defol İngiliz Uşağı Defol'' demesi ve ateşli bir şekilde provokatörlük nedenini böylelikle anlamış olduk.

Gerginler, çünkü kendilerini iyi biliyorlar. Yaptıkları ihmallerinin farkındalar. Ama millet bunun karşılığında sandıkta dersi verecektir. Savaş hali dışında seçimler iptal edilemez. En geç 18 Haziran'da sandık önümüze gelmeli ve bu öfkemizi sandıktan çıkarmak için sabırsızlanıyoruz.

Sayın Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi değil ki bir yıl bir gün daha tahammülümüz kalmadı.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kurtalangazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.