<div>“Hayat, anlamsızlığına rağmen yaşanmaya değer.” – Albert Camus</div> <div>Sokrates’e göre insan, yaşadığı hayatı ve bu hayatın temel değerlerini sorgulamalıdır. Ona göre “Sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değmez.” Şu kısacık süren hayatı boşa geçirmek, her şeyden önce insanın kendine yaptığı bir haksızlıktır. Hayatı okumak, zihni geliştirmek dururken zamanı boş işlerle geçirmek, insanlığa karşı büyük bir sorumsuzluktur.</div> <div>Ercan Kesal’ın “Biz bu dünyaya ölmeye geldik” adlı söyleyişinde belirttiği gibi, yaşadığımız bu kısacık aralık, onu nasıl doldurduğumuzla değer kazanır. Hayatı mülk edinmek, kariyer, ün, şan, şöhret ya da iktidar hırsıyla doldurmak insanın kendi varoluşuna yapabileceği en büyük haksızlıktır. Bu kısa hayatı anlamlı kılan, onu dolu dolu yaşamaktır. Kısacık ömrü boş işlerle, verimsiz bir şekilde geçirmek hayata karşı yapılmış büyük bir haksızlıktır.</div> <div>Hayat bir ayna gibidir. Siz ona ne kadar gülümserseniz o da size o kadar gülümser.</div> <div>Yaşamını güzelleştirmek isteyen bir kimse, önce olumlu düşünmeyi kendine şiar edinmelidir. Filozofların da dediği gibi, düşünceler inançları; inançlar davranışları; davranışlar ise insanın çevre ile uyumunu belirler. Zihni sağlıklı olanların bedenleri de daha sağlıklı olur. Dolayısıyla pozitif düşünce, hayatın kalitesini yükseltir.</div> <div>Nabzı atan her insan fizyolojik olarak yaşıyor olsa da kimi zaman hayatı boşa geçiriyordur. Yaşamak sadece nefes almak değil, her anı dolu dolu hissetmektir. Hayatta en önemli şey bir hedef ve bir hayale sahip olmaktır. Bu hayali gerçekleştirme gayreti ve azmi, anlamlı bir mücadeleye dönüşür. Unutmayalım, hayat şakaya gelmez.</div> <div>Olumlu düşüncenin temelinde sevgi yatar. Kendisiyle barışık olmak hayata mutluluk ve başarı getirir. Olumlu düşünebilmek için insanları sevmek, onlara bir şeyler kazandırabilmenin heyecanını yaşamak gerekir. Hayat paylaştıkça artar. Bu dünyadaki en büyük zenginlik sevgiyi ve bilgiyi paylaşmaktır.</div> <div>Sözü sevgili Tayfun Talipoğlu’nun şiirine bırakalım:</div> <div><strong>YAŞAMI ERTELEMEK</strong></div> <div>Beni her ölüm etkiler.Tanımasam bile üzülürümYitirilmiş ümitlere...Hiç gerçekleşmeyecek ideallere,Yaşanmamış sevgilere üzülürüm.</div> <div>Bu yüzden, korkarım yaşamı ertelemekten.Ne yapılması, ne söylenmesi gerekiyorsaSöylenmeli, yapılmalı.Seviyorsanız, sevdiğinizi bugün söyleyin.Sevdanızı bugün yaşayın.</div> <div>İşinizde yapılacak ne varsaBir an önce yapın.Yarın çok geç olabilir.Bir anda bitebilir her şey.</div> <div>Yaşamak için acele edin bence.Kısa yaşanmışlıklar,Yaşanmamışlıklardan daha iyidir.</div> <div>Geriye dönüp baktığınızda keşkelerÇoğunlukta olmasın.Uzun vadeli hedefler için bileBugünden harekete geçmeli.Yarınlar çok uzakta olabilir.</div> <div>Daha okulda başlamıyor muyuzErtelemeye yaşamı?Hep yarına yatırım,Bugünü sonra yaşarcasına...</div> <div>İşe gireyim, sonra...Evleneyim, sonra...Çocuklar büyüsün, sonra...Emekli olayım, sonra...Sonra...Sonra...Sonra...</div> <div>Bu sürecin başında, ortasındaYaşam her an sona erebilir.Sonrası olmayabilir.</div> <div>Fedakârlıklar güzel ama unutmayalım:Herkes kendi hayatını yaşar.Ertelenen sevdaların bedelini ödemiyor yaşam.</div> <div>Tayfun TALİPOĞLU (1962–2017)<strong>Anısına saygıyla...</strong></div>